Her gün 10:00 - 22:00 arası, Son bilet alım 21:15.

Emaar Skyview Manzara Rehberi

Manzara Rehberi

Emaar SkyView’ın ufuk çizgisinde yer alan İstanbul’un en önemli ikonik yapıları hakkında öğrenmeniz gereken her şey bu rehberde.

Galata Kulesi

Unesco’nun”Dünya Geçici Miras” listesinde yer alan Galata Kulesi, Bizans İmparatorluğu döneminden günümüze kadar orijinalliğini büyük ölçüde koruyan ve İstanbul’un sembollerinden biri haline gelmiş bir mimari olarak Beyoğlu’nda bulunmaktadır. 68 metre yüksekliğinde olan, İstanbul’un eşsiz panoramik manzarasına sahip yapı; Ceneviz surlarının bir parçası olarak inşaa edilmiştir ve uzun dönem yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır..
Müze olarak hizmete açık olan Galata Kulesi’nde İstanbul’un 16 yüzyıllık tarihini yansıtan eserler sergilenmektedir.

Galata Tower, which is included in the “Tentative List of World Heritage” of Unesco, is located in Beyoğlu as an architecture that has largely preserved its originality from the Byzantine Empire period to the present and has become one of the symbols of Istanbul. The building, which is 68 meters high and has a unique panoramic view of Istanbul, was built as part of the Genoese walls and has been used as a fire watchtower for a long time. Artifacts reflecting the 16-century history of Istanbul are exhibited in the Galata Tower, which is open for service as a museum.

Adalar

İstanbul’un sembollerinden biri olan Adalar ilçesi; yaz aylarının vazgeçilmez lokasyonlarından biridir. Toplam 9 adadan oluşan Adalar ilçesi Prens Adaları (Prince’s Islands) olarak anılmaktadır. Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Kaşık Adası, Tavşan Adası ve Vordonos Adası olmak üzere toplam 9 adadan sadece 4’ünde ulaşım ve yerleşim izni bulunmaktadır. Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada’ya İstanbul’un hem Anadolu hem de Avrupa yakalarından ulaşılabilmektedir. Balık restoranları, begonvillerle kaplı sokakları, plajları ve şehirden izole müzeleriyle Adalar, İstanbul’un vazgeçilmez lokasyonlarından bir bütün oluşturuyor.

Adalar district, one of the symbols of Istanbul, is one of the indispensable locations of the summer months. Consisting of a total of 9 islands, the Adalar district is known as the Prince’s Islands. Only 4 of the 9 islands, namely Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Sedef Island, Yassıada, Sivriada, Kaşık Island, Tavşan Adası (Rabbit Island) and Vordonos Island, have transportation and settlement permits. Büyükada, Heybeliada, Kınalıada and Burgazada can be reached from both the Anatolian and European sides of Istanbul. Adalar, with their fish restaurants, streets bougainvillea-covered streets, beaches and museums isolated from the city, is one of the indispensable locations of Istanbul.

Sultanahmet Camii

Sultanahmet Camii, Sultan 1. Ahmed’in talebi üzerine Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından 17. yüzyılda (1609-1617) inşaa edilmiştir. İstanbul silüetini oluşturan önemli mimari eserlerden biri olan camii, İstanbul’un en büyük boyutlu sultan camiisidir. Dönemin kendine has sanat anlayışını temsil eden çiniler; sedef işlemeler ve hat bezemeleri bulunmaktadır. İslami tezyinat sanatı açısından tarihi bir örnek teşkil etmektedir.

The Blue Mosque was built by Sedefkar Mehmed Ağa in the 17th century (1609-1617) at the request of Sultan Ahmed I. The mosque, one of the important architectural monuments that make up the Istanbul skyline, is the largest sized sultan mosque in Istanbul. There are tiles representing the unique understanding of art of the period, mother-of-pearl embroideries and calligraphy decorations. It is a historical example from the point of view of the art of Islamic ornament art.

Ayasofya Camii

Bizans İmparatorluğu’ndan günümüze kadar gelen Ayasofya 1. Konstantin döneminde inşaa edilmeye başlanmıştır. M.S 360 yılında yapımına başlanan Ayasofya, tarihi olaylar, savaşlar ve doğal afetler nedeniyle 3 kez tekrar inşaa edilmiştir. İnşaa edildiği dönemde Doğu Roma İmparatorluk Kilisesi olarak kullanılmaktadır. İstanbul’un fethiyle birlikte camii olarak kullanılan Ayasofya’nın minareleri inşaasından 1000 yıl sonra eklenmiştir. Eserin günümüze kadar gelebilmesi için Mimar Sinan tarafından sağlamlaştırma çalışmaları yapılmıştır. Ayasofya’nın iki minaresinin mimarı da Mimar Sinan’dır. Ayasofya bugün camii olarak kullanılmaktadır.

Hagia Sophia, which has survived from the Byzantine Empire to the present day, was started to be built during the reign of Constantine the 1st. Hagia Sophia, whose construction started in 360 AD, was rebuilt 3 times due to historical events, wars and natural disasters. At the time of its construction, it was used as the Eastern Roman Imperial Church. The minarets of Hagia Sophia, which began to be used as a mosque with the conquest of Istanbul, were added 1000 years after its construction. In order for the work to reach the present day, consolidation studies were carried out by Mimar Sinan. The architect of the two minarets of Hagia Sophia is also Mimar Sinan. Hagia Sophia is used as a mosque today.

Topkapı Sarayı

Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Topkapı Sarayı’nın inşaası 1460 yıllarında başlayıp 1478 yılında tamamlanmıştır.

Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethetmesiyle birlikte bir imza niteliğinde inşaa ettirdiği Topkapı Sarayı’nın inşaası 1460 yıllarında başlayıp  1478 yılında tamamlanmıştır. İstanbul’un en eski tarihi bölgelerinden birinde yer alan Topkapı Sarayı, “Altın Boynuz (Golden Horn” olarak bilinen tarihi yarımada ve İstanbul Boğazı’nın kesiştiği noktada; Sarayburnu’nda bulunmaktadır. Doğu roma akropolü üzerinde 700.000 metrekare alanda yer alan bir külliyedir.

Topkapı Sarayı Osmanlı döneminde yönetim evi, padişahın ve şehzadelerin evi olarak kullanılmaktaydı. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açılmıştır. Bu sebeple Cumhuriyet’in ilk müzesi ünvanına sahiptir.

The construction of the Topkapi Palace, built by Fatih Sultan Mehmet, began in 1460 and was completed in 1478.The construction of Topkapi Palace, which Fatih Sultan Mehmet had built as a signature after conquering Istanbul in 1453, began in 1460 and was completed in 1478.

Topkapi Palace is located in one of the oldest historical districts of Istanbul, at the intersection of the historical peninsula known as the “Golden Horn (Golden Horn)” and the Bosphorus of Istanbul, in Sarayburnu. It is a complex located on an area of 700,000 square meters on the eastern Roman acropolis.

Topkapi Palace was used as the administration house, the residence of the sultan and the princes during the Ottoman period. With the proclamation of the Republic, Topkapi Palace was opened to the public as a museum. For this reason, it has the title of the first museum of the Republic.

Haydarpaşa Garı

Haydarpaşa Garı, 1908 yılında İstanbul – Bağdat Demiryolu’nun ilk istasyonu olarak tamamlanmış ve hizmet vermeye başlamıştır. Dönemin klasik mimarisinden farklı olarak neo-klasik bir mimari yapıya sahiptir. Denize yakınlığıyla bilinen Haydarpaşa Garı, Venedik’teki birçok yapı gibi suyun içine çakılan her biri 21 metre uzunluğunda olan 1100 ahşap kazıklarla temel yapılmış; üstüne 5 katlı bir yapı inşaa edilmiştir. Çok sağlam inşa edilmiş olan gar binasının çatısı da ahşap ve klasik Alman mimarisinde çok sık kullanılan bir tarz olan ‘dik çatı’ şeklinde yapılmıştır.

Haydarpaşa Railway Station was completed in 1908 as the first station of the Istanbul-Baghdad Railway and started to serve. Unlike the classical architecture of the period, it has a neo-classical architectural structure. On the foundation of Haydarpaşa Railway Station, which is known for its proximity to the sea, 1100 wooden piles, each of which is 21 meters long, driven into the water, as in many buildings in Venice, were placed, and a 5-storey structure was built on this foundation. The roof of the station building, which was built very solidly, was made of wood and in the form of a ‘mansard roof’, a style very often used in classical German architecture.

Selimiye Kışlası

Selimiye Kışlası, III. Selim tarafından Nizam-ı Cedid askerleri için inşaa edilmiştir. Kışla görevi görmektedir. İstanbul’un Üsküdar ilçesinde bulunan mimari eser; Kırım Savaşı’nda İngiliz askerlerine tahsis edilmiştir. Florance Nightingale 1854’te Kırım Savaşı’nda yaralanan İngiliz askerlerini tedavi etmek amacıyla Selimiye Kışlası’na gelmiştir. Florance Nightingale’in ve hemşirelerin kaldığı oda bugün müzeye dönüştürülmüştür. Cumhuriyet döneminde de ordu tarafından kullanılmaya devam edilen Selimiye Kışlası; kısa bir dönem Selimiye Askerî Ortaokulu olarak hizmet vermiştir. Selimiye Kışlası günümüzde 1. Ordu Komutanlığı Merkez binası olarak kullanılmaktadır.

Selimiye Barracks (Turkish: Selimiye Kışlası), also known as Scutari Barracks, is a Turkish Army barracks, which was built first in 1800 by Sultan Selim III for the soldiers of the newly established Nizam-ı Cedid (literally “New Order”). It serves as a barracks. The architectural work in Üsküdar district of Istanbul was allocated to British soldiers during the Crimean War. In 1854, Florence Nightingale came to Selimiye Barracks to treat British soldiers wounded in the Crimean War. The room where Florence Nightingale and the nurses stayed has been turned into a museum today. Selimiye Barracks, which continued to be used by the army during the Republican period, served as Selimiye Military Secondary School for a short period of time. Today, it serves as the headquarters of the First Army of Turkish Land Forces.

Dolmabahçe Sarayı

1856 yılında inşaası tamamlanan Dolmabahçe Sarayı, Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde yer almaktadır. Saray’ın bulunduğu lokasyon “doğal liman” olmasıyla ön plana çıktığından yüzyıllarca liman olarak ve imparatorluk saraylarının bulunduğu lokasyon olarak bilinmektedir. Dolmabahçe Sarayı’nın bulunduğu alan Osmanlı döneminde Hasbahçe olarak anılmış; padişah ve hanedanına aittir. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Dolmabahçe Sarayı, millet ve kamuya açık hale getirildiği duyurulmuştur. İstanbul Boğazı’nın kalbinde yer alan Saray, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ile özdeşleşmiştir. Dolmabahçe Sarayı’nda hayatını kaybeden Atatürk’ü anmak için her 10 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı’nda anma töreni düzenlenmektedir.

Dolmabahçe Palace, the construction of which was completed in 1856, was built by Sultan Abdulmecid. Dolmabahçe Palace is located in the Beşiktaş district of Istanbul. Since the location of the palace stands out for being a “natural harbor”, it has been known as a harbor for centuries and as the location of the imperial palaces. The area where the Dolmabahçe Palace is located was called Hasbahçe (literally: Private garden) during the Ottoman period; it belongs to the sultan and his dynasty. With the proclamation of the Republic, it was announced that Dolmabahçe Palace was made open to the public. Located in the heart of the Bosphorus, the Palace is identified with the great leader Mustafa Kemal Atatürk. A memorial service is held at Dolmabahçe Palace every November 10 to commemorate Atatürk, who died at Dolmabahçe Palace.

Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi

Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi, İstanbul’un büyük spor kulüplerinden biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü’ne ait bir futbol stadıdır. 50.530 kişi oturma kapasitesne sahip olan spor kompleksinde takımın taraftarlarının lisanslı Fenerbahçe ürünlerini bulabilecekleri bir mağaza ve kulübün tarihini anlatan bir müze bulunmaktadır. Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde yer almaktadır.

Ülker Stadium Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Sports Complex is the home ground of major Turkish multi-sport club Fenerbahçe Sports Club. In the sports complex, which has a seating capacity of 50,530 people, there is a store where the team’s fans may find licensed Fenerbahçe products and a museum telling the history of the club. Ülker Stadium Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Sports Complex is located in Kadıköy district of Istanbul.

Boğaz

İstanbul Boğazı, Asya ve Avrupayı birbirine bağlayan bir geçit niteliğinde olup 30 kilometre uzunluğundadır. Karadenizi ve Marmara denizini birbirine bağlayan noktadır. 

Boğaz üzerinde toplamda 3 adet köprü bulunmaktadır; Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Asya ve Avrupa kıtalarını karayoluyla birbirine bağlayan ilk köprü olarak anılan Boğaziçi Köprüsü (15 Temmuz Şehitler Köprüsü); İstanbul Boğazı’na inşaa edilen ilk asma köprü olarak da bilinmektedir.

İstanbul Boğazı’nın toplam uzunluğu 29.5 km olmakla beraber boğazın derinlik ortalaması ise 61 metre olarak bilinmektedir ancak boğazın en derin alanları 120 metre civarındadır. İstanbul Boğazı’nın en dar olan bölümü Rumeli ve Anadolu Hisarı arasındaki bölümdür ve toplamda 760 metrelik bir genişliğe sahiptir. En geniş bölümü ise 3600 metre civarındadır. 

The Bosporus or Bosphorus also known as the Strait of Istanbul is a gateway connecting Asia and Europe and has a length of 30 kilometers. It is the point that connects the Black Sea and the Sea of Marmara.

There are 3 bridges in total on the Bosphorus; Bosphorus Bridge, Fatih Sultan Mehmet Bridge and Yavuz Sultan Selim Bridge. Bosphorus Bridge (15 July Martyrs Bridge), known as the first bridge connecting the Asian and European continents by road; is also known as the first suspension bridge built on the Istanbul Strait.

The total length of the Bosphorus of Istanbul is 29.5 km, and the average depth of the bosphorus is known as 61 meters, but the deepest areas of the bosphorus are about 120 meters. The narrowest part of the Bosphorus is the section between Rumeli and Anadolu Hisarı and has a total width of 760 meters. The widest part is about 3600 meters.

Haliç Altın Boynuz

Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Haliç, İstanbul’un İç limanıdır. Bizanslılar zamanında Khrysokeras (Altınboynuz) adı verilen bu koya, Osmanlı devrinde Halic-i Konstantiniye de denmiştir. Haliç, sözü geçen iki akarsu kavşağından Sarayburnu- Tophane arasına kadar 8 km kadar uzanmaktadır.

Haliç, Avrupalılar tarafından “Altın Boynuz” olarak bilinmeye devam etmektedir ve bu ismin çıkış yeri bir Yunan efsanesine dayandırılır. Efsane, Kocası Zeus’un güzel İo ile aşk yaşadığını öğrenen baş tanrıça Hera’nın, İo’yu boynuzlu bir ineğe çevirmesi ve başına bir sineği musallat etmesiyle başlar. Sinekten kaçarken başını bir sağa bir sola toslayan İo, toprak parçalarını birbirinden ayırarak derin yarıklar oluşturur ve bu yarıklardan biri de Haliç’tir. Sonrasında İo nihayet kıyıya çıkar ve adını Keroessa ismini koyduğu bir kız çocuğu dünyaya getirir. Kızın adı zamanla “keros” yani “boynuz”a dönüşmesiyle bu isim Keroessa’nın oğlu Byzas tarafından da Haliç adıyla bildiğimiz bölgeye verilir. Sahip olduğu verimlilikten dolayı taşı toprağı altın gibi görülen Haliç’in adına Batılılar tarafından bir de “Altın” eklenmesiyle “Altın Boynuz” olarak günümüze gelmiştir.

One of the oldest residential centers in the world, the Golden Horn is the inner harbor of Istanbul. This bay, called Khrysokeras (Golden Horn) in the time of the Byzantines, was also called Halic-i Konstantiniye (Golden Horn of Konstantiniye) during the Ottoman period. The Golden Horn stretches for 8 km from the aforementioned two river junctions between Sarayburnu and Tophane.

Haliç continues to be known as the “Golden Horn” by Europeans, and the place of origin of this name is based on a Greek legend. The legend begins with the fact that the mother goddess Hera, having learned that her husband Zeus is in love with the beautiful Io, turns Io into a horned cow and haunts a fly on her head. Io, who hit her head to the right and left while running away from the fly, separates the pieces of land and creates deep rifters, and one of these rifters is the Golden Horn. Then Io finally goes a shore and gives birth to a daughter, whom she names Keroessa. When the girl’s name turns into “keros”, that is, “horn” over time, this name is given to the area that we know as the Golden Horn by Keroessa’s son Byzas. The Golden Horn, who is said to be a place where the streets are paved with gold due to its productivity, has come to the present day as the “Golden Horn” with the addition of “Gold” by the Westerners.

Ülker Sports Arena

Ülker Sports Arena, 13.500 kişi kapasiteli, 28 metre tavan yüksekliğiyle büyük bir gösteri alanı olarak tasarlandı. F.Bahçe Basketbol takımının ana sahası olarak bilinen spor kompleksi, sadece spor etkinliklerine değil, aynı zamanda konserlerden tiyatrolara kadar dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı bir gösteri alanıdır.

Ülker Sports Arena is designed as a large showground with a capacity of 13,500 people and a ceiling height of 28 meters. The sports complex, known as the Fenerbahçe Basketball team’s home ground, is not only a venue for sports events, but also a showground where world-famous stars perform, from concerts to theaters.

Çamlıca Tepesi

Üsküdar’ın huzurlu mahallesi Çamlıca, İstanbul’un en eski ve en güzel semtlerinden biri olarak öne çıkar. Yeşille tarihin iç içe geçtiği bu özel bölge, Anadolu Yakası’nın en yüksek noktalarından biri olan Çamlıca tepesi ile ünlüdür. Geleneksel mimarisi ve zarif bahçeleriyle Üsküdar’ın tarihini yansıtan Çamlıca, sakinleri ve ziyaretçileri için bir nefes alma yeridir.
Bu eşsiz semt, Büyük Çamlıca tepesi ve Küçük Çamlıca tepesi olmak üzere iki muhteşem tepeye ev sahipliği yapar. İstanbul’un panoramik manzarasının tadını çıkarabileceğiniz Emaar Skyview’da, yeşilin bin bir tonu ve şehrin manzarası hakkında ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatır.

Büyük Çamlıca Tepesi’nden İstanbul’un büyüleyici manzarasına hakim olan Çamlıca, şehir hayatının kalabalığından kaçıp doğayla baş başa kalmak isteyenler için ideal bir noktadır. Tarihi yalıları, köşkleri ve serin gölgelik alanlarıyla bilinen bu semt, Osmanlı’dan kalma zarif yapılarıyla da dikkat çeker. Üsküdar’ın bu eşsiz köşesi, Osmanlı sultanlarının ve ailelerinin dinlenme ve avlanma mekanı olarak tarihe geçmiştir.

Bu bölge, Büyük Çamlıca Camii gibi dini ve tarihi yapılarıyla da manevi bir atmosfere sahiptir. Büyük Çamlıca Camii, İstanbul’un manzarasına yeni bir boyut kazandıran muhteşem bir yapı olarak Üsküdar’ın simgesi haline gelmiştir. Klasik Osmanlı mimarisinin modern yorumuyla inşa edilen cami, hem mimari güzelliği hem de manevi huzuruyla ziyaretçilerini etkilemektedir. Caminin avlusundan ve bahçelerinden İstanbul’un panoramik manzarası eşliğinde, ziyaretçiler hem ruhani bir deneyim yaşayabilir hem de şehrin güzelliklerini seyredebilir.

Çamlıca Tepesi ve Büyük Çamlıca Camii, Üsküdar’ın maneviyatını ve doğal güzelliğini bir arada sunan özgün bir bileşimdir. Ziyaretçiler, caminin içindeki zarif süslemeleri ve dışında yer alan geniş yeşil alanları, çiçek bahçelerini ve yemyeşil yürüyüş yollarını keşfedebilir. Aileler, doğa yürüyüşleri ve piknikler için mükemmel olan bu alanda şehir hayatının verdiği tüm yorgunluğu atabilir.
Çamlıca, Osmanlı döneminden kalma tarihi yalıları, köşkleri ve çeşmeleriyle de tanınır. Tarihi dokusu, modern kafelerle ve restoranlarla harmanlanarak, ziyaretçilere hem tarihi hem de çağdaş bir deneyim sunar. Osmanlı sultanlarının av köşkleri ve çeşitli dini yapılar, semtin zengin kültürel mirasının canlı tanıklarıdır.

Doğa yürüyüşleri, piknikler ve ailece keyifli vakit geçirilecek etkinlikler için Çamlıca, Üsküdar’ın sunduğu en güzel mekanlardan biridir. Çocukların oyun alanlarında eğlenirken, yetişkinlerin de tarihi dokuya ve doğal güzelliklere hayran kaldığı bu semt, şehir içinde bir doğa harikasıdır.

Üsküdar’ın bu tarihi mahallesini ve Çamlıca tepesini Emaar Skyview ile gözlemleyebilir, bilet.emaareglence.com üzerinden bilet fiyatlarını inceleyerek ziyaretinizi planlayabilirsiniz. Uygun fiyata sen de bilet al, gerek tarihi yapılarıyla gerekse doğal güzellikleriyle İstanbul Üsküdar’ın bu gizli cennetini keşfet. Şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyen herkesi Emaar Skyview’a bekliyoruz. Çamlıca tepesini ve İstanbul’un göz alıcı manzarasını panoramik açıdan görmek isteyen herkesi, bu merak uyandıran yeni nesil seyir kulesine bekliyoruz!

Emaar Skyview – 2024 Tüm Hakları Saklıdır – Emaar Grup
Gizlilik Politikası / Kullanım Koşulları

Emaar Skyview olarak kişisel verilerinize saygı duyuyor ve siz kabul etmediğiniz müddetçe bu veriler üzerinde herhangi bir işleme gerçekleştirmiyoruz. KVKK Aydınlatma Metni